Evet! Çok güzel bir noktaya parmak bastık...

Ev arkadaşlığı çilesi...

Tek derdi ev veya ev arkadaşı bulmak olanların çilesidir bu. Açıkcası, hele de İstanbul’da ise bu kişi, işte o zaman olay daha da vahim bir hal alabiliyor.

Peki neden?

Bilinen nedenler (istisnalar hariç);

• Kimse kimseye güvenmiyor.
• Kimsenin kimseye tahammülü yok (gerek ideolojik, gerek yaşam tarzı, veasire vesaire...).
• Herkes için, ev arkadaşlığının aslında kader arkadaşlığı olduğu yalan.
• Ev arkadaşı demek, kirayı ve faturaları paylaştığın kişi demek. Hele kimilerine göre oda kiralama meselesi, kendisi de o evde kiracı olmasına rağmen bir kazanç kapısı.
• Bi’ de “Okulum bitince bir daha yüzünü görmicem nasıl olsa” durumu...

Peki nasıl olacak?

• İnsanlara güvenmeyi öğreneceğiz, tabii ilk önce kendimiz güvenilir birisi olmalıyız. :)
• İnsanlara tahammül etmeyi öğreneceğiz, tabii kendimizin de tahammül edilebilir birisi olması gerekiyor. :)
• Evimize aldığımız veya evine arkadaş olduğumuz kişinin aslında bir yerde kader arkadaşımız olduğunu da anlamamız gerekiyor. Zira en basit örnekle, 2 kişi kalınan bir evde birinin başına kötü bir şey gelse ve başkasına ulaşamayacak durumda olsa, ancak ve ancak 2. kişinin ona yardımda bulunabilme ihtimali gerçeği vardır (elbette örnekler çoğaltılabilirler).
• Ev arkadaşımıza, kira veya fatura günü geldiğinde hunharca saldırmamamız gerekiyor sanırım. Tabii karşılıklı olarak evin belli giderlerinin zamanı geldiğinde ödenmesi gerektiğinin iki tarafa da farkında olmalı.
• “Bir daha görmicem...” Nereden bilebilirsiniz ki? İnanın dünya çok küçük ve yaptığınız iyi – kötü her şey birgün karşınıza çıkıyor.

Herkese gönlünce güzel ev arkadaşlıkları dileriz,
Hoşçakalın.

22 Mar 2014